18.04.2012

Bir silgi, bir kalem, bir vicdan, bir insan

*Tanrim, hak ettigim icin hayatta basima gelen butun iyi seyleri anlamama yardim et. Beni senin dogrunu aramaya yonelten seyin, azizleri harekete geciren ayni guc oldugunu, kuskularimin azizlerin kuskulariyla ayni oldugunu, zaaflarimin onlarin zaaflariyla ayni oldugunu kavramama yardim et. Kendimin baskalarindan farkli olmadigini kabullenecek kadar alcakgonullu olmama yardim et. Amin.
Paulo Coelho'nun Brida kitabindan

Okul yetkilisi Veli Karakus'un cekip yolladigi fotograf

Bu yaziyi kendimin ne kadar iyi birsey yaptigini anlatmak, aferin almak ya da kendimi tatmin etmek icin yazmiyorum. Eger bir kisiyi bile ozendirip bu yaziyla ve bagis yapmasini saglarsam iste o zaman tatmin olup, kendimle gurur duyup cok iyi birsey yaptigima inanacagim oncelikle bunu yazmak istedim.

Birkac ay once Bir Silgi Bir Kalem isimli bir projeye rastladim. Turkiye'nin her tarafindan her turlu ihtiyaci olan okullar buraya basvuruyor ve Bir Silgi Bir Kalem bu ihtiyaclari yardim etmek isteyen bagiscilarla bulusturuyor nternet ortaminda. Voleybol topundan, kursun kaleme, yazicidan, isiticiya Turkiye'nin butun ihtiyaci olan okullarindan cogunlukla ogretmenlerinin basvurusu bu siteden gorulebiliyor. Neye kac tane ihtiyac var, hangi okul, hangi ogretmen, nerede butun detaylar bu sitede. Ister bir adet isterseniz de hepsini satin alip kargo ile o ihtiyaci isteyen ogretmene yollayabiliyorsunuz. Arada baskasina gitme, sahtekarlik yapma ihtimali yok.


Ben afet donemlerinde ihtiyac malzemeleri yollamak istemis ama daha sonra ihtiyaclarin yerlerine ulasmadigina depolarda curudugune sahit olmustum, hepimiz olmustuk. Hapishanedeki annelerin ihtiyaclarini gidermeye tesebbus ettigimde gardiyanlarin gonderilenlerden kendilerine sakladiklari ogrenmis ve yine geri cekilmistim. Guvenmek ve inanmak, insanlarin kalplerinde gercekten iyi niyet oldugunu bilmek istiyorum oyle yasamaya ihtiyacim var supheyle yasamak cok kotu.

Simdi Deniz var ve cok mutluyum, Deniz'in bir dolu seyi var maalesef, maalesef diyorum cunku ihtiyacindan fazlasi var, hediye geldi biz de aldik cok olmasa da, bircogunu kullanamadi giyemedi. Ama Turkiye'de, dunyada bir dolu ihtiyaci olan bir dolu cocuk, bebek var. Iste Bir Silgi Bir Kalem bu ihtiyaclarin bazilarini gidermek icin ugrasiyor. Kuruculari profesyonel islerde calisan genc, idealist insanlar. Onlara ozeniyor, onlarla gurur duyuyor ve sade bir TC vatandasi olarak iyi ki varlar diyorum. Keske devletimiz her yere yetebilse, her cocuga silgisini, kalemini verebilse, depremden sonra cadirdan hemen kurtarsa, isiticisini verse, sinav kitaplarini saglasa ama olmuyor olamiyor. Ne yapalim kizalim, soylenip oturalim mi? Hayir oyle yapmayalim. Bu idealist insanlar gibi dernek kuralim, organize olalim, kulaktan kulaga haber verelim, bir haftasonu disarida yiyecegimiz yemek parasini bu dernegin sayfasindan istedigimiz sehirdeki istedigimiz okulun istedigimiz ihtiyacini istedigimiz olcude karsilayalim. Her keseye gore bagis yapma imkani var, ustelik Yurtici Kargo da %30 indirim veriyor eger Bir Silgi Bir Kalem icin gonderiyorum diyorsaniz.

Ben de Deniz'in varligina sukretmek, sahip olduklarini takdir etmek, dunyanin benim ve benim sevdiklerimin etrafinda donmedigini bir kez daha kendime anlatmak, kendimi kimseden ustun hissetmemem gerektigini yeniden hatirlamak ve onlarca bunun gibi sebep yuzunden kendi keseme gore bu siteye bagista bulundum. Bagisim yerini buldu ve Van'daki ogretmen bana tesekkur mektubu ile cocuklarin resmini yolladi. Uzun zamandir bu kadar mutlu ve icimin kabardigini hissetmedigimi farkettim. Gunluk hayatta ne sacmaliklarla ugrastigimi, gayet iyi durumda olan ama tipini begenmedigim sandalyemi degistirmek icin ne kadar cok arandigimi dusundum. Utanmaliyiz, biraz dusunmeli, biraz okumali, bakmali ve gormeli, bilgilenmeliyiz.

Vicdan denilen sey herkesde var belki anahtarla acilmasi, pasinin alinmasi, gozlerdeki, akillardaki perdenin biraz aralanmasi gerekli. Malla mutlu olmayi ne zaman ogrendik biz? Bu sacmaliktan kurtulmayi ogrenmemiz, cocuklarimiza ogretmemiz lazim. Dogumgununde milletin gozune sokarcasina yapilan pasta yerine cocugum icin Turkiye'nin bir ucundaki baska bir cocuk icin cocuklar icin kardes cocuklugu kurup ihtiyac olan birsey icin bagista bulunmak isterim. Cocugumuz icin en guzel dogumgunu hediyesi bu olmaz mi? Bol renkli, bol kalorili pastalari millete yedirmekten cok daha iyi bir ikram olacaktir bir sinifi isitmak, bir cocuk grubunun voleybol oynamasini saglamak ya da Turkiye haritasini yollayip nereden nereye ulasabildigimizi gormelerine sahit olmak.

10.04.2012

Hic bunlari dert etmeye deger mi? Evet hem de cok.

Bu kadar mi kotu insanlar olduk? Vicdansiz, cikarci ve hatta ruh hastasi? Bu kadar mi gozumuzu para burudu insanlara hormonlu, antibiyotikli, ilacli, boyali ve hatta zehirli yiyecekler yedirecek kadar? Kanser yapacak, oldurene kadar surundurecek kadar? Hayatin anlamini bu kadar mi kacirdik bu kadar mi aciz ama midesiziz? Benim aklim hic ama hic almiyor. Bir roportaj okudum Vatan Gazetesi'nde "Saglikli diye yediginiz tavuklar, tavuk degil" diye. Daha yumurtadan cikar cikmaz civcivlere antibiyotik veriliyor, etlendirilmek icin kipirdatmadan yetistiriliyor ve oyle etlendiriliyor ki kemikleri gelismiyor. Elinize aldiginiz zaman tavuklarin kemikleri kiriliyor. Danalara demir verilmiyor etleri daha pembe ve kiymetli olsun diye ve zavalli hayvancagizlar demirsizlikten bulunduklari yerdeki pasli demirleri yaliyorlar. Otlara sikilan ot ilaci agaclara geciyor ve oradan da meyveler yoluyla bizim sistemimize. Daha anne karnindaki bebeklerde tarim ve ot ilaclari var. Bebeklerin gobek kordonunda kac cesit zehirli madde bulundugunu hamileyken okudugumda inanamamistim. Tarim ilacini tavsiye eden ziraat muhendisleri icinde de tarim ilaci bayiileri varmis.

Doktorlar insanlari gerekli olmadigi halde ameliyat ediyorlar ozellikle cok gelismis ulkelerde. Sirf kendi kiymetli vaktinden calinmasin, bayram tatilinde doguma cagrilmasin, sigortadan uc kati para alsin diye hamile anneyi korkutup sezeryan yapmayi oneren ve yapan doktorlarin sayisi akil almaz derecede artiyor, benim cevremde saysam en az 10 anne bulurum. Biz eger doktorlara, muhendislere ve devletimize inanamazsak, guvenemezsek ne yiyecegiz, ne icecegiz, hangi tedaviye inanacagiz? Ya o doktor o tedaviyi sadece kendi cebini doldurmak icin oneriyorsa, o ilaci sirf ilac sirketinden bir anlasmasi var diye bize iciriyorsa?



Insanlar Turkiye'de cocuklarini parasizliktan tedavi ettiremiyorlar, kucucuk Dila bebek ender gorulen bir hastalik yuzunden kasintidan, acidan duramiyor ve yardim bekliyor, bizler ise sirf hosluk olsun diye ekmekten yapilmis corba kaselerinde corba icip sonra da o ekmeleri cope atabilme umursamazligina sahipiz ya da tatil koylerinde, dugunlerde yuzlerce tabak gorgusuzce didiklenmis yemekler rahatlikla coplere gidiyor nasilsa parasini verdik kim karisir kafasiyla.

Ben Deniz dogduktan sonra zaten cok rahatsiz oldugum bu konulara biraz daha kafayi taktim. Cunku Deniz'le birlikte cevreye verdigimiz zarar en azindan kirli alt bezleriyle oldukca artti. Daha baska bir dolu seyle karbon ayakizlerimiz dunyamiza bir guzel birakiyoruz fazlasiyla. O nedenle ben de kendimce dikkat etmeye, daha az yemek atmaya, copleri geri donusturmeye, elektrik ve suyu az harcamaya yonelik okyanusta damla misali calisiyorum. Deniz ogrensin istiyorum, takdir etsin ve anlasin. Insanlarin cop karistirdigini, kuru ekmek icin adam bile oldurecek kadar ac oldugunu, bir bidon su icin kilometrelerce yol yuruduklerini bilsin istiyorum. Aslinda ben Deniz'i alip bir koyde, dagda, Kazdaglari'nda mesela bahcede yetistirdigimiz dogal domateslerle, yumurtalarla, havaya egzos gazi vermeden sadece pedal cevirerek, hamaklarda sallanarak bu umursamaz, bencil, gorgusuz, acgozlu, para ve gosteristen baska bir halta yaramadan dunyayi isgal edip, kaynaklari tuketen sacma insanlardan uzak yasamak istiyorum.

4.04.2012

Moda Park & Arkadaşlar

Çocuklu hayat sen nelere kadirsin;
Bir parkın hayatımda böyle güzel bir rolü olacağını Ege öncesinde hiç hayal edemezdim. Bahariye’de oturduğumuz zamanlarda Moda, bizim evimizin balkonuydu. Küçücük evimizin değil balkonu, odaları bile olmadığı için kendimizi sürekli Moda’da bulurduk. 30 m2’mizde pek bir mutluyduk. Bahariye’de oturmak çok güzeldi, 2 dakikada sinema, 5 dakikada iskele. Taşındıktan sonra da pek bir şey değişmedi aslında. Evimizin az ötesinde Kalamış Parkı olmasına rağmen biz nefes almaya hala Moda’ya, ama artık farklı olarak artık Moda Parkı’na kaçıyoruz.

Çocuklu hayat sen güzelsin;
Geçen sene Serhan’ın hiç üşenmeden hava elverdiği her gün Ege’yi Moda Parkı’na götürmesi sayesinde Ege’nin süper arkadaşları oldu, e tabi bizim de.

12 Mart 2011
 Hatta bir de Moda Park Çocukları diye grubumuz var. Her hafta sonu çalıp söyleyen bir grupmuş gibi oldu tabi böyle yazınca, ama değil tabi, Facebook’taki grubumuz bu. Çocukların doğum günleri, kitap günleri, tiyatrolar, çocuklar için önemli ne var, ne yok paylaştığımız bir yerimiz orası. Bu kış sert geçince Moda Park bizlere yalan oldu ama geçen sene öyle miydi, bahar gibiydi havalar ve bizler, çoluk çocuk kışın bile parktaydık.

İpek geçenlerde Facebook’ta “Bebeklerin-cocuklarin birbirleriyle 45 dk oynamasi icin para verilen bir ulkede yasiyorum. Daha da birsey demeyeyim.” diye yazmış, bilmeyenler için yazayım İpek, Amerika’da yaşıyor. İpek’im sanırım her ama her yer böyle. Hani Ege yaşı gereği artık sınıfları doldurdu, severek de gidiyor, biz mutlu, o mutlu. Aslında amaçta tek bir şey var yaşıtlarıyla oyun oynaması. İşte bu noktada hayat kurtaran park arkadaşlarımız ile tamamen ücretsiz doğal bir yavru yaşıt grubumuz ile her türlü aktivite, etkinlik, ne olursa yapabiliyoruz. Çok şanslıyız, çoook.

26 Mart 2011
Bu sene bahar bize yalan olunca da hepimiz hadi havalar ısınsın da parktan çıkmayalım deyip duruyoruz. Herkesi burada teeek teeek yazasım var, zor tutuyorum kendimi. Hayat bu, ne zaman ne çıkaracağı belli olmuyor ama güzel şeyler çıkınca da hayat ayrı bir keyif oluyor. Yavrular birazcık büyümeye başladıkça, etraflarında arkadaşları olması ne kadar çok önemliymiş. Biz çok şanslıyız ki Moda Park ve Moda Park’lılar var artık hayatımızda. (hatta ben park ekibe eküri diyorum, sözlük anlamı yanlış anlaşılabilir ama benim için anlamı bambaşka güzel ARKADAŞLIKLAR)

İyi ki yavrular var ve iyi ki varsınız.

Çocuklu hayat sen gerçekten çok güzelsin.