29.12.2011

Çekirdek

"... Aşk bu, kolay mı öyle kapıp da kaçmak... Sırtlayıp taşınması gerekirdi geleceğe... Beslenmesi gerekirdi. Azalmanın değil çoğalmanın hücresiydi sırtladığımız... Bütün hallerimizin çekirdeğiydi."

Hrant Dink yazmış eşi için bu şiiri, kızı da  evlenirken davetiyesine koymuş. Ben de buşiiri okuyunca aklıma cocuklarımız geldi hemen, bütün hallerimizin çekirdigi artık onlar, sırtlayip taşıyacağız geleceğe, kapıp kaçmak da yok artık hiçbirşeyden.

Uzun zamandır yapmak isteyip de yapamadıklarım var. Denizcik doğduktan sonra dedim ki kendime hergün bir iki satır yaz, Deniz'le ilgili, kendinle ilgili, günlük yaşadıklarınla, unutmak istemediklerinle ilgili. Deniz doğar doğmaz bir iki satır kendi defterime yazdım genelde doğumla ilgili, kaçta gittik, nasıl oldu, ne hissettim vesaire. Sıcağı sıcağına yazınca duygular da dosdoğru aktarılıyor. Ağladim yazdım, söyledim yazdım. Sonra günlük koşturmaca, bebeğe alışmak derken unuttum günlük tutmayı. Deniz'in doğumundan 4 ay, Türkiye'ye gidip dönmemizin ardindan 3 gün sonra, bu sessiz ve aşırı jetlaglı Noel akşamında gözlerimden uyku akarak ilk yazıyı yazıyorum.

Sevgili baba ve anne arkadaşlarımla burayı yeni doğmuş, biraz büyümüş, büyümüş  hatta aşık bile olmuş olan çocuklarımızın, mamaların, kakaların, uykusuzluğun, yorgunluğun, aldıklarımızın, yaptıklarımızın, yapmak isteyip de yapamadıklarımızın  günlüğü olarak tutalım ki unutmayalım, paylaşalım dedik.(Son birkaç aydır  Paylastıkça çoğalan sevginin muhabbetti isimli Turkcell şarkısı dilime dolanmadan, blogumuzu sevgili tam zamanlı baba arkadasım Ege'nin babası Serhan' a güzelleştirmesi için emanet ediyorum).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder