4.01.2012

Salon Sis İçinde Kalsa Sanırım Daha İyi Olacak

Saat gecenin neredeyse 10’una gelirken, salonun haline bakıp yazmaya karar verdim. Utanmasam resmini çekip yayınlamak bile aklımdan geçti. Sanırım Ege şu anda salonda olsa onu bile bulamayabilirim ve eskiden her gün toplanan bu ev, bu hale nasıl geliyor anlamıyorum demeyeceğim tabi ki, sebep gayet açık. Benim şaşırdığım kısmı dağılması değil, bizim artık durumu garipsemiyor olmamız.

Şöyle anlatmaya çalışayım. Günün süper yoğun yorgunluğunun üstüne Serhan Ege’yi uyutmaya çalışırken, ben de ertesi günün yemeğini bir yandan halletmeye çalışırken, o sihirli an gelip, Serhan’ın gülerek mutfağa gelmesini takiben, işlerimizi bitirip salona geldiğimiz anda salonun halini artık görmüyoruz, görmeyi kesinlikle reddediyoruz. İşte yavru kuşlu hayatın güzellikleri deyip, Flashforward’ın başka bir bölümünü izlemeye başlıyoruz.

Bu arada gemilerin sis düdük sesleri geliyor, uzun zamandır duymamıştım çok değişik geldi. Bu durumda Serhan’ın bu akşamki uyku hikayesi “Sis”.

1 yorum:

  1. Denizinannesi5 Ocak 2012 01:02

    Bebek buyutmek cok zormus, she consumes me 100%. Saat beste Deniz yatinca Ben de bel agrisiyla kendimi kanapeye atiyorum ve su anda ipadin yazdigim herseyi baska birseye uygun gorup cevirmesine sinir oluyorum.
    Evi iki adet Polonyali biri iri biri minicik iki kiz temizledi bugun biz de pesinden kostuk. Yer bezini sehpaya, toz bezini banyo yerine surmemeleri konusunda bir hayli mucadele edip bayagi yorulduk. Onlar da bizi bir garip bulup dort saat icin asgari ucret kivaminda ucret alinca, evde artik kalan yilbasi pastalarini yedik oglen yemeginde tasarruf olsun diye.
    iPad I hate you!

    YanıtlaSil